27 Haziran 2015 Cumartesi

Ne gerek var ki ?

      Türkiye'nin,Türk halkının değişmez önyargısıdır.Doğulu ve batılı diye ayrım yapmak.
      İlginçtir ki batıda doğmuş,büyümüş ya da asırlardır o memleketin yerlisi olan insanlar biraz doğularındaki illerden gelen insanlara canavar gözüyle bakar.Onlara göre yobaz,geri kafalı,çağdaşlıktan uzaktır doğunun insanları.Doğu da yaşayan,doğunun yerlisi olan,birkaç kuşaktır o bölgede hüküm süren aileler ise batıda ki insanlara yobaz,insanlıktan anlamaz,kaypak olarak bakarlar kaba tabir ile.
       Devlette bunun farkında idi ve bu sıkıntıları genel itibari ile de olsa azaltmak için yıllar önce benim de katılmış olduğum "GÖNÜL KÖPRÜSÜ" gibi projelerin altına imza attı.

      Aslı nedir peki? Genelleyecek olsak gerçekten doğulu mu yobaz yoksa batılı mı yobaz?

     Kimse hamurum ekşi demeyecektir.Elbetteki kendisi ve soyu mükemmeldir.Birkaç olay ile işin özünü anlatmak gerekir ise:


     Türk halkı batısı,doğusu farketmez misapirperver bir halktır.
Peki batılı değil midir ?


     Elbette öyledir.Ancak deneyimledikçe göreceksiniz ki serzenişler daha yüksek seslidir batıda,bakışlar daha ürkek, daha soğuktur.Aldırış etmez zaman zaman misafirin eksik kalan birşeyine kendi halleder diyebilir içten içe.Batıdaki iş yoğunluğu,hayat telaşesini bahane ederek...


       Çok şükür ki bu toprakların evladıyım.Ancak objektif bakarsak hayat tecrübelerime bakarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; doğunun insanı ciddi bir fark ile kat kat daha misafirperverdir.Bakmaz dininize,ırkınıza,giyim-kuşamınıza.Üstüne üstlük saygıda da asla kusur etmez.El üstünde taşır siz onun himayesinin altından çıkana kadar...


Erkek-Kız ilişkileri?

       Bilindiği gibi doğu halkı bu konuya çok daha serttir bakışıyla,duruşuyla yer yer de kavgası,dövüşüyle...Doğuda namus bilinir.Namusa da sonuna kadar sahip çıkılır.Batılı namussuz mu ? Asla değil sadece evladını sıkarak yetiştirmez.Daha rahat olsun ister.Ancak büyük şehir,büyük toplum herkese masum davranmaz!!Kaç kardeşimize zorla sahip oldular?Kaçını türlü yollarla kandırarak elde ettiler?İşte bu kadar rahat bırakmanın da böyle sonuçları ortaya çıkabiliyor...


Doğu da yok mu flört?


   Az var batıya göre ama var.Ancak olanlar emin olunuz ki batıdan daha iğrenç daha aşşağılık daha rezil hallerde.Duyduklarım kanımı dondurdu ki aslı da vardır inanırım.İslam coğrafyasında yetişip,müslümanlık gibi bir dine mensup olan,daha körpecik zihinler bu kadar hain,bu kadar artniyetli olamaz olmamalı.



    Ee biraz önce bahsettiğimiz rahat yetiştirilme olayı kılık,kıyafete de yansıyor haliyle...Aklıma direk Mehmet Akif'in dizeleri geliyor."Eğer medeni olmak açmaksa bedeni,desene hayvanlar bizden daha medeni..."
Ne doğru söylemiş şair değil mi?Batı aşırı gördüğü doğunun kapalı giyimini çağ dışı ve medeniyetsiz görüyor gerçekten de...


Doğunun farklı illerine seyahat etmiş,batıda uzun yıllar yaşamış biri olarak batıdaki kıyafet tarzı doğuya göre resmen giyinmemektir.Batıya göre ise doğunun kıyafet tarzı aşırı abartıdır.


       Bana soracak olursanız ikisinin arasını tutturabilsek keşke de kadınlarımızı bu aralığın dışına çıkarmasak giyim konusunda...Bunu en başta modacılarımızdan,daha sonra ünlülerimizden,daha da sonra ülke yönetiminden beklesek boşuna olmaz sanıyorum.


Kültür.Kültür de yobazlığımızı etkileyen diğer bir etkendir.Batı da emin olunuz ki doğudan daha fazla bir bilgi birikimi,daha fazla girişkenlik ve hayatın her konusu hakkında bilgi sahibi olma durumu söz konusu insanlarda.

     Bunu isterseniz teknolojiye bağlayın,isterseniz uyaranların fazlalılığına bağlayın bu böyle.Ancaaak batının bir özelliği de geçmişine ait kültürel değerlerden her geçen gün daha da yozlaşması.Yemek kültürü,folklör kültürü ve yaşayışa kadar bakabiliriz ki batı bu konuda Avrupa ve Amerika'yı kendisine rol model almış ve kendi kültüründen yozlaşıyor.Doğu ise hala sımsıkı sarılmış hepsine olmasa da çoğu değerine devam ettirme çabasında kendi gücünde...

Misafirperverlik,flört,giyim ve kültür gibi üst başlıklarla ele aldığımız doğu-batı çatışmasını sonlandıracak olursak;Bıçak kesercesine bir sınır çizgisi ayrımı söz konusu olmadığı gibi yıllardır süren bu ve bu tip konular etrafında böyle bir çatışma hakimdir.


Çözümler bizlerin elinde elbette ki;ancak bunlar ile ömür çürütmenin,bu tip gereği olmayan,sonuca bağlanamayacağı kesin olan konular için kalp kırmanın,çene yormanın bir mantığı yoktur...


Buyrun siz verin kararınızı başka konuları da göz önünde bulundurarak....


21 Haziran 2015 Pazar

İyi mi Kötü mü ?

Bir kadının hem erkek hem kız çocukları olduğunda torunlarının bazılarının babaannesi olurken bazılarının anneannesi olacaktır.Bizim toplumumuzda da öyle genel bi hal almıştır ki baba tarafı özellikle de babaanne kötüdür ve sevilmez.Yine toplumumuzda genel bir kanıdır ki anne tarafı iyi bilinir özellikle de anneanne diye sıfat edinen kişi.Şimdi komik bir durum oluştu; Bir tarafın anneannesi olan kişi diğer tarafın babaannesi oluyor.Bu kişi iyi bildiğimiz anneanne mi yoksa kötü bildiğimiz babaanne mi ? Kime,neye göre iyi yada kötü bu kişi? 

Aslında ben bile yazarken ne kadar kesin kalıplar ve önyargılar ile yazdım yazımı değil mi?Oysa ki iyi yada kötü olan kişidir.İyi hasletler de bulunan kişi herkes tarafından sevilir sıfatı ister babaanne ister annaanne olsun.Eğer ki bu kişi kötü huylar ile karakterini bezemiş içi artniyet dolu ise yine bu kişi genel bir ifade ile "kötü" biridir.Ve yine sıfatı onu iyi yapmaya yetmez.


Her ne kadar kanımızdan,canımızdan da olsa bu iki sıfatı bürünen kişiler daha çocuk yaşlar da bazen çevrenin tutum ve tavırlarıyla bazen kendi idrak yeteneğimiz ile bu kişileri kötü olarak kafamızda şekillendirebiliriz.Çocukta olsak farkındayız çünkü birşeylerin.Zamanla o kişiyi kötü olarak adlandıran kişilerle mantığımız uyuşmayıp yer yer o fikirlerle ters düştüğümüz de bu kötü bildiğimiz babaannelerin o kadar da kötü olmadığını kendi akıl potamız da eritebiliyoruz.İyi bilinen anneanneler içinde bu geçerlidir.


Peki acaba erkeklerin kadınlara göre daha pasif kalışından kaynaklanabilir mi bu babaannelerin kötü oluşu?


Kadın,erkeğe göre daha girişken,daha konuşkan,daha becerikli bir canlıdır.Erkek ise tamam,evet,anladım gibi basit cümleler ile hayatını sürdüren bir canlıdır.Şimdi böyle karmaşık bir yapının bu kadar basit bir yapı karşısında zafer elde etmesi kaçınılmaz değil mi ?Anneannenin kötülüklerini kadın bu kadar becerisiyle gizleyip sadece iyi yönlerini ortaya koyuyorsa ve erkek babaannenin kötü yanlarını gizlemekte kadın kadar becerikli olamadığı için açık ediyorsa;bu kişilerin kötülük ve iyiliğinin aslında temelinde cinsiyet farkı yattığını söylesek yanlış olmaz sanırım.


Birçok farklı etken de yok değil inkar edemeyiz...Mesela kadınlar arasında erkek olarak zaman zaman bariz farkettiğim çekememezlik durumu.Ne alaka şimdi ? Demeyin lütfen.Gelin ve kaynana özellikle de aynı evde aynı bina da hatta aynı ilçe de yaşama gibi bir zaruri haldeler ise işte tam da bu nokta da çekememezlik baş gösteriyor.İlk zamanlar da gelinin daha yeni sülaleye girmesi ile çekingen,ağırbaşlı, gerçek ters ve asi yüzünü göstermeyen bir yapı sergilemesiyle kaynana resmen hükümdarlığını ilan etmiş bir durumdadır.Zamanla zulme baş kaldıran gelin ile kaynana arasında şimşekler çakmaya başlar ve bu imâlara,laf sokmalara hatta daha da kötüsü fiziksel kavgalara dönüşebiliyor.Ee haliyle bu ortama şahit olan torun ve yakın akraba,hayatın mecburiyetleri nedeniyle bir arada yaşamak zorunda kalan iki kadının bir adamı paylaşamaması yüzünden babaannenin adı kötü olabiliyor.Anneannenin ise tuzu kuru kalabiliyor...


Önyargılardan uzak kalmanız dileğiyle sağlıkla ve huzurla hoşçakalın...